Alerjik Hastalıklar ve Spor

Sağlıklı yaşam için engel tanımayın!

Günümüzde refah düzeyi artarken sağlıklı yaşam adına hayatımızda da bir çok değişiklikler yapıyoruz. Bunların içinde de en önemlisi egzersiz yani spor. Sağlıklı bir yaşam için düzenli egzersiz tartışmasız her yaş grubu için tavsiye edilmektedir. Ancak egzersizin faydalı etkileri yanında bazı alerjik hastalıkların bulgularını da tetikleyebileceğini yani ortaya çıkaracağını biliyor muyuz?

Alerjik hastalıklar neredeyse toplumumuzun %25-40’ını etkilemektedir. Astım, anafilaksi ve ürtiker’e (kurdeşen) gibi çok sık görülen alerjik hastalıkları olanlarda spor yaparken bazı bulgular ortaya çıkabilir.

Astımlı hastalar spor yapabilir mi?

Elbette. Astım ve spor ilişkisi en çok merak edilen ve endişe duyulan konuların başında gelmektedir. Okul çağında beden eğitimi dersine alınmayan ya da girmesine engel olmaya çalışan aileler ile sıklıkla biz hekimler karşılaşıyoruz. Yanlış olan bu algı nedeniyle ne yazık ki astımlı bazı çocuklarımız spor yapamamaktadır. Oysa spor uygun şekilde yapıldığında, astım hastalığının kontrolünü son derece olumlu etkilemektedir.

Spor sırasında artan oksijen ihtiyacı, havanın soğuk olması solunum yollarında kurmaya ve istenmeyen bazı değişikliklere yol açabilir. Bunun sonucunda öksürük, nefes darlığı, hırıltı  gibi solunum yolu semptomları görülür. Bu durum egzersizin tetiklediği solunum yani hava yollarında daralma olarak tanımlanmaktadır. Bu durum daha çok astımlı hastalarda görülür. Küçük çocuklar söz konusu olduğunda ailelerin daha dikkatli olması gerekmektedir. Oyun oynarken, koşarken, gülme ya da ağlama ile ortaya çıkan öksürük, göğüsten gelen hışıltı sesinin hava yollarındaki bir duyarlılığın olduğunun göstergesidir.

Astım tanısı alan kişilerde egzersiz sırasında ortaya çıkan bu sorunlar aslında tedavinin yeterli olmadığı konusunda uyarı olarak kabul edilmelidir. Eğer egzersiz yaparken sorun yaşanıyorsa aktiviteden vazgeçmek yerine hekiminizle tedavinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekmektedir.

Astım uygun tedavi ve çevresel korunma önlemleri ile kolayca kontrol edilebilen hastalıktır. Temel hedefimiz astımlı hastaların da normal bireyler gibi spor dahil her türlü aktiviteleri yapmalarını sağlamaktır. Çok yüksek efor gerektiren ağır spor yapan bir çok ünlü kişinin astım hastası olmasına rağmen uygun tedavi ile bu sporları yaparken sorun yaşamamaları en güzel örnekleri oluşturmaktadır. Astım hastalarının dolayısıyla spor yapmaları konusunda teşvik edilmeleri tedavimizi de kolaylaştırmaktadır.

Ancak egzersiz sırasında meydana gelen hava yollarındaki daralma her zaman astım hastalığının olduğu anlamına gelmez. Daha çok astımı olmayan profesyonel spor yapanlarda egzersizle hava yollarında daralma meydana gelerek benzer bulgular yani öksürük, nefes darlığı ortaya çıkabilir.  Bu durum sadece egzersiz ile ortaya çıkar ve egzersiz öncesi yapılacak ısınma hareketleri ve hekiminiz tarafından önerilecek uygun tedavi ile hava yollarındaki daralmanın gelişmesi önlenebilir.

Astımlı hastalar spor yaparken nelere dikkat etmelidir?

Uygun tedavi alan astımlı hastalar spor yaparken herhangi bir şikayet yaşamazlar Ancak astımlı hastaların bazı tercihlerde bulunması sorunsuz şekilde spor yapmalarını kolaylaştırabilir. Örneğin polen alerjisi olanlar havadaki polen yoğunluğunu göz önüne alarak aktivitelerini düzenlemelidir. Polenlerin yoğun olduğu sabah saatlerinde ve rüzgarlı havalarda dış aktivitelerden kaçınmalıdır. Açık hava yerine kapalı alanlar ve takım sporları astım hastaları için daha uygun olabilir. Yüzme, her yönüyle astım hastaları için önerilebilir. Ancak dezenfektan olarak kullanılan klor, solunum yollarında tahrişe yol açabilir. Bu konuya dikkat edilmelidir.

Egzersizle alerjik riniti olan hastalar da sorun yaşayabilir. Alerjik rinit en sık görülen alerjik hastalık olduğu için bu sorunu yaşayan hasta sayısı da oldukça fazladır.  Profesyonel sporcularda daha sık görülür. Egzersize başladıktan kısa süre sonra burunda meydana gelen değişikliklere bağlı olarak burun tıkanıklığı, daha sonra da burun akıntısı başlar. Bu durum hastalar açısından oldukça rahatsız edici bir durumdur. Gözlerde kızarıklık ve kaşıntı da egzersiz sırasında ortaya çıkabilir.

Anafilaksi yani şok tablosu egzersiz sırasında ya da kısa süre sonra gelişebilir. Egzersize başladıktan sonra halsizlik, vücutta kızarıklık, kaşıntı, ürtiker, yüzde, dudaklarda ve gözde şişlikle beraber nefes darlığı, sindirim sistemi şikayetleri ve şok tablosu gelişebilir. Ağrı kesiciler, alkol, sıcak ve nemli hava, yoğun polene maruz kalınması egzersize bağlı anafilaksi gelişimini kolaylaştıran faktörlerdir.

Egzersizin tetiklediği anafilaksi bazı besinlerin tüketiminden sonra da gelişebilir. Bu hastalarda daha çok buğdaya karşı alerjisi vardır. Egzersiz yapmadığı sürece bu gıdayı sorun olmadan tüketebilirler. Ancak hastalar alerjik olduğu besinleri tükettikten sonra egzersiz yaparlarsa anafilaksi gelişebilir. Daha çok genç erişkinlerde görülebileceği akılda tutulmalıdır.

Egzersize bağlı anafilaksi geliştiğinde bu hastalar hemen aktivitelerini sonlandırmalıdırlar. Ayaklarını yükseğe kaldırarak hemen oto-enjektör ile kas içine adrenalin yapılmalı ve acil tıbbi destek talep edilmelidir.

Spor yaparken ortaya çıkabilecek diğer bir durum ise ürtiker yani kurdeşendir. Çevresel faktörler egzersiz sırasında ürtiker gelişimini kolaylaştırabilir. Egzersiz sırasında soğuğa, güneşe maruz kalınması ya da vücut ısısındaki artışlar ürtiker yani vücutta kaşıntı, kızarıklık ve şişliklere neden olabilir. Genellikle hafif seyirli olan egzersize bağlı ürtiker antihistamin içeren ilaçlar ile düzelir. Ancak hastaların ürtikerin gelişmesine neden olan faktörleri iyi tanımlayıp önlemini almaları gerekmektedir.

Sonuç olarak daha sağlıklı bir yaşam için spor yapılırken alerjik hastalığı olanlar bazı sorunlar yaşayabilir. Ancak hiçbir alerjik hastalık spor yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Astımı olan hastalar yoğun efor gerektiren spor dalları yerine takım oyunlarını tercih edebilirler. Yüzme sporu astım hastaları için çok uygundur.

Egzersizle tetiklenen anafilaksi geçiren hastalar ise yanlarında mutlaka adrenalin oto-enjektör taşımalıdır. Anafilaksi ve ürtiker gelişen hastalar kolaylaştırıcı faktörleri iyi tanımlayıp önlem almalıdırlar.  

Sağlıklı yaşam için el ele..

Prof. Dr. Can N. Kocabaş

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği