Vitamin Takviyesi mi? Kime? Ne zaman?

vitamin takviyesi

Kış aylarının gelmesiyle bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz için çevremiz mucizevi etkilere sahip olduğu iddia edilen, içeriğinde birden fazla vitaminin birleşiminden oluşan takviye edici ilaçlarla sarılır. Hangisini alalım? diye düşünmeye başlarız. Halbuki hangisini alalım sorusundan önce bunları kullanmamıza gerek var mı? sorusunu cevaplamamız gerekir.

Unutmamalıyız ki hiçbir vitamin-mineral takviyesi sağlık için gerekli olan besin öğelerini doğal besinler kadar sağlayamaz. Dengeli beslenen ve herhangi bir hastalığı olmayan kişilerin bağışıklık sistemini güçlendirmek için vitamin takviyesine ihtiyacı yoktur. Üstelik kendi inisiyatifleriyle takviye almaları önemli sağlık sorunlarına da yol açabilir. Hepimizin bildiği gibi gelişigüzel tüketilen vitamin ve mineraller vücutta birikerek kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayati organlara zarar verebilir. Sadece bu değil güçlendirmeye çalıştığımız bağışıklık sistemine de olumsuz etkileri olabilir. Bağışıklık sisteminin yetersiz çalışması bizi enfeksiyonlara yatkın hale getirirken, aşırı çalışması doku hasarına yol açarak yine hastalanmamıza yol açar. Kullandığımız takviyeler, bağışıklık sistemimizin bu hassas dengesini etkileyebilir. Bilhassa bazı hasta gruplarında dikkatli olmak gerekir. Örneğin iltihaplı romatizması olan hastalarda bağışıklık sisteminin bir kısmı zaten fazla çalışmaktadır. Bu durumda bağışıklığı daha fazla uyarmak ‘yarar’ yerine ‘zarar’ verir ve eklemlerde erozyona yol açar.

Vitamin ve mineralleri kimler kullanmalı?

Vitamin olarak, “A, B6, B12, C, D, E ve folik asit”, mineral olarak da “çinko, demir, bakır, krom ve selenyum” kullanımı bazı durumlarda önerilir. Hekim kontrolünde, öncesinde ölçüm yapılarak vitamin ve mineral takviyesi alabilecek bireyler; diyet yapanlar, enfeksiyon geçirenler, bağışıklık yetersizliği olanlar, kronik hastalıkları olanlar, uzun süreli ilaç kullananlar (bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, antiasitler, antibiyotikler, idrar söktürücüler, dışkı yumuşatıcılar), mide-bağırsak hastalıkları olanlar, büyüme çağında olan bebekler, çocuklar ve gençler, yaşlılar, sporcular, diyaliz hastaları, gebeler, emzirenler, menopoz veya regl dönemlerinde olarak sıralanabilir. Ancak bu takviyeler alınırken kullanılan diğer ilaçlarla etkileşim yapabileceği mutlaka hesaba katılmalıdır.

Vücudun ihtiyacı olmadığı halde kullanılan vitaminlerin zararları nelerdir?

A vitamini fazlalığı karaciğere toksik etki yapar, deride pullanma, saçlarda dökülme, görme bozukluğu, kas güçsüzlüğü meydana getirir. D vitamini fazlalığı kanda kalsiyum seviyesini yükseltir: bu da kalpte ritim bozukluğuna, böbrek taşı oluşumuna ve kas kramplarına yol açar.  E vitamini fazlalığı: baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik yapar. K vitamini fazlalığı: pıhtılaşma bozukluklarına neden olur. B1 ve B6 vitaminlerin fazla tüketilmesi sinir sisteminde hasar oluşturur, ellerde ayaklarda uyuşma, his kaybı, güçsüzlük gelişir. C vitamini fazlalığında kusma, karın ağrısı, böbrek taşı görülür.

Bağışıklığımızı güçlendirmek istiyorsak aşı programlarını eksiksiz uygulamalıyız.  Bağışıklığımızı desteklemek istiyorsak dengeli ve yeterli beslenmeli, düzenli egzersiz yapmalı, yeterli uyumalı, stresten, sigaradan ve alkolden uzak durmalıyız.