Mezenkimal Kök Hücre Tedavisi Ve Covid-19

Uzun zamandır duyduğumuz ama COVID-19 pandemisi sırasında daha çok karşımıza çıkan bir tedavi yöntemi var; mezenkimal kök hücre tedavisi.

Mezenkimal kök hücreler; vücutta görev yapan çok sayıda hücreye dönüşebilme ve kendini yenileme kapasitesine sahip ana hücrelerdir. Bazı hastalıklarda kullanılan bazılarında henüz deneme aşamasında olan bu tedavi yönteminde; bireye özgü olarak başta kemik iliği olmak üzere yağ dokusu, tendonlar, diş, plasenta, kordon kanı gibi pek çok yerden elde edilebilen kök hücreler damar yolu ile hastaya verilmektedir.  Hasarlı olan organın tamir edilmesi ve kemik iliğinde kan yapımının arttırılması için kullanılabileceği düşünülmektedir. Önemli bir etkisi de immün sistemi gerektiği yerde harekete geçirici gerektiği yerde yatıştırıcı yani immün sistemi düzenleyici olmasıdır.

Eskiden mikrobun kana karışması olarak tanımladığımız sepsis tablosundan artık sadece mikrobun sorumlu olmadığını,  vücudu korumak için devreye giren immün sistemimizin abartılı, düzensiz cevabının büyük rolü olduğunu biliyoruz. Sepsis bir immün sistem başı bozukluğuna (immündisregülasyon) örnek olarak verilebilir. İşte böyle immün sistemin düzensiz çalıştığı hastalıklarda dışarıdan mezenkimal kök hücre verilerek immün sistemde düzen sağlanabileceği düşünülmektedir.

Mezenkimal kök hücreler; immün sistemin kendi düzenleyici hücrelerinin sayısını arttırabilir, ayrıca T hücre gibi, B hücre gibi immün sistemin yapıtaşlarına sinyaller göndererek bu hücrelerin davranışlarını değiştirebilir. Bunun dışında antibiyotik gibi bakteriler üzerine etki gösterir, onların çoğalmalarını baskılar ve vücuttan atılımlarını arttırır.

COVID-19 da nasıl faydalı olabilir? Özellikle yaşlı hastalarda virüsün kendisinden çok virüse karşı olan abartılı, düzensiz immün yanıt; organ hasarlarına ve ölüme neden olmaktadır. Mezenkimal kök hücre tedavisinin, COVID-19 hastalığında henüz kesin kanıtlar olmasa da ağır ya da kritik hastalarda kullanıldığı ve yararlı olduğu bildirilmiştir. İmmün sistemde düzen sağlayarak, sitokin fırtınasını önleyerek ya da sitokin fırtınasının şiddetini azaltarak etki gösterebileceği beklenmektedir. Damar yolu ile verildiğinde akciğerde biriktiği ve akciğer hasarını azalttığı düşünülmektedir.