1 Ekim Dünya Ürtiker Günü

Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İnsu Yılmaz anlatıyor:

Ürtiker, halk arasındaki ifadesi ile kurdeşen (dabaz) hayatı tehdit eden bir hastalık olmamakla birlikte yaşam kalitesini oldukça ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bazen anjioödem dediğimiz vücudun belirli yerlerindeki şişlikler de bu hastalığın içinde yer alabilir. Ürtiker hastalığında “ürtika” adı verilen cilt lezyonları kızarma, kabarma, kaşınma ve kaybolup geri çıkma şekline kendini gösterir. Eğer bu durum altı haftadan kısa sürerse buna akut ürtiker adı verilir. Altı haftadan uzun sürerse de kronik ürtiker olarak adlandırılır.  Her insan hayatı boyunca yaklaşık %20 oranında akut ürtiker geçirebilme potansiyeli vardır.  Kronik ürtiker ise toplumum yaklaşık %1 ila3’ünde görülebilir.

Akut ürtikerde çoğunlukla nedensel faktör bilinmese de enfeksiyonların,  gıdaların ve ilaçların akut ürtikere neden olabilceği akılda tutulmalıdır. Akut ürtiker tedavisinde  antihistaminik tedavisi kullanılır,  bazı durumlarda kortizon tedavisi eklenebilir. Sonrasında nedensel faktörler araştırılır. Öncesinde enfeksiyon olup olmadığı,  tetikleyici olabilecek ilaç kullanımı ve gıdalar sorgulanmalıdır.

Kronik ürtiker, kronik spontan (kendiliğinden) ürtiker ve uyarılabilir ürtiker olarak ikiye ayrılmaktadır. Uyarılabilir ürtikere göre daha sık görülen kronik spontan ürtikerde nedensel bir faktör yoktur. Ürtikeri vücudun kendisi oluşturur ve belirli bir zaman sonra kendisi yok eder. Ortalama beş yıl sürebilir. Vücudun kendi allerji hücresine alerji antikoru oluşturarak reaksiyon göstermesi (oto-alerji) ya da kendi alerji hücresine karşı otoimmün dediğimiz bağışıklık yanıtı oluşturması ile ilgili bir durumdur.  Bir başka ifade ile gıdalar gibi dışarıdan bir tetikleyici ile hiçbir ilişkisi yoktur. Bu hastalarda gereksiz besin diyeti verilmesi hastalığı geriletmeyeceği gibi hastayı strese sokabilir ve hastalığı daha da alevlendirebilir. Kronik spontan ürtiker tedavisinde antihistaminikler, dirençli olgularda omalizumab ya da siklosporin gibi ilaçlar kullanılabilir. Kronik uyarılabilir ürtiker ise kronik ürtikerin daha az görülen formudur. Bu grubu çoğunlukla fiziksel ürtikerler oluşturur. Semptomatik dermografizm dediğimiz basınç ile ilişkili ürtiker, solar (güneş) ürtikeri, sıcak ürtikeri, vibratuar (titreşim) ürtikersoğuk ürtikeri bunlardan bazılarıdır. İçlerinde en sık semptomatik dermografizm dediğimiz formu görülür. Vücutta sürekli bir kaşıntı vardır, hastanın kaşıdığı bölgelerde kızarma ve kabarma olur ve belirli bir süre sonra kaybolur. Basınç gören yerlerde (çorap, kemer  gibi basınç maruziyeti olan bölgeler) bu durumu daha fazla hissederler. Bir diğer uyarılabilir ürtiker türü de kolinerjik (ter ürtikeri) ürtikerdir. Özelikle sıcak banyo,  terleme ile ortaya çıkan küçük toplu iğne başı şeklinde kızarıklıklar ile kendirini gösterir ve çok kaşıntılıdır. Uyarılabilir ürtiker tedavisinde de uyaran faktörden uzak durmak ve antihistaminikler kullanılabilir.

Hastalarımız hiçbir zaman bu hastalık ile ilgili endişeye kapılmamalı, kronik olan formunun da mutlaka geçeceğini bilmeli ve asla pes etmemelidirler. Ürtikerlerini kontrol altına alacak ilaçların olduğunu da bilmelidirler.